21 Mayıs 2019 Salı

Disko 5 No'lu (Şermola Performans)


                                            
            Disko 5 No'lu performansı; kurmaca bir metin olarak sahneye aktarılmış olsa da içerik olarak Belgesel Tiyatro  özellikleri barındırıyor. Oyun, belgesel tiyatronun unsurlarından olan anlatıcı unsurunu performans boyunca bir çok farklı oyun kişisi olarak kullanıyor. Oyun metni oluşturulurken Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi ile ilgili yazılmış anı, araştırma, belgesel ve tanıklıkları kullanıyor.
            Veriler, gerçeküstü bir kurguyla yeniden ele alınmış. Bir örümcek, bir sinek, bir fare, bir köpek, bir gardiyan ve bir mahkum tek vücutta dile geliyorlar. Her karakter gördüğü yerden aktarıyor. Aklın ve hayal gücünün sınırlarını zorlayan insanlık dışı bir vahşeti anlatıyorlar. Oyunun niyeti bir vahşeti az da olsa gözler önüne serebilmeyi ve bu vahşetle yüzleşebilmek için küçük bir kapı aralamayı amaçlıyor.
            Performans, gerçeküstü bir yorumla sahneleniyor. Mahkumların neler yaşadığı, gardiyanların nasıl işkence yaptıkları ve bundan kendilerine nasıl bir "çıkış" üretiklerini, mahkumların hücrelerini paylaştıkları fareler, sinekler, böceklerle bilinç dışının izini sürüyor.
            Metîn Çelik’in tasarladığı sahne, performansta rahatsız eden en büyük öğe. O küçücük sahnenin tam ortasına gerdiği örümcek ağı, oyunun simgesel boyutuna çok büyük bir katkı sağlıyor. Diğer taraftan sahnenin yüzeyini kaplayan su birikintileri de anlatıma destek olan diğer unsurdur. Performansı dekora boğmak yerine oyuncunun rahat hareket etmesine alan sağlayan bir tasarım yaratılıyor.
            Sahne karanlık ve görünen tek renk siyah. Sahnede gizemli bir sis gezinmeye başlıyor. Arkada görünen, büyük halatlarla yapılmış dev bir örümcek ağı… Sahnenin ön sol tarafında, tavandan yere kadar bir halat sarkıyor. Bu halatın yere yakın bir kısmına düğüm atılmış. Sahnenin solunda ise bir ahşap beyaz sandalye ile bir şarap şişesi duruyor. Sahnenin en arkasında, örümcek ağı görüntüsündeki halatlarının gerisinde ise bir ekran asılı duvarda.  Yerdeki siyah muşambanın üstünde ise su var.
            Oyunda kullanılan Örümcek, Gardiyan ve Köpek Joe oyun kişileri, cezaevi iktidarının temsiliyeti olarak karşımıza çıkıyorlar. Yönetim ya da iktidar rejimi, "vatanseverlik" ve "milliyetçilik" gibi kavramlar üzerinden uygulanan işkenceyi meşrulaştırıyor. İşkenceci ya da İdareciler, eylemlerinin “haklı” sebebi olarak sadece görevli olmalarını öne sürüyor. Sinek ve Mahkum oyun kişileri ise, ezilenin temsiliyeti olarak karşımıza çıkıyor.
            Oyun, mahkumlara uygulanan psikolojik ve fiziksel şiddeti sekteye uğratarak veriyor. Birden çok oyun kişinin tek bir vücutta anlatılması, dramatik anlatımın sürekli sekteye uğratılmasına ve epik unsurlarında karşımıza çıkmasına olanak sağlıyor.
            Oyun, Diyarbakır Askeri Cezaevinde yaşanan psikolojik ve fiziksel şiddetin her aşamasını görünürleştiriyor.
            Gardiyan'ın, mahkumlara Köpek Joe'yi tanıtırken, "Yeni Öğretmeniniz Joe. Komutanım diyeceksiniz!" diyor
            Mahkum’un iniltileri arasında geçen sahnelerde Gardiyan’ın, işkence ederken eğlenmesine ve kahkahalarına tanıklık ediyoruz.
            Kürtçe konuşmanın yasak olduğu cezaevinde, oğlunun görüşüne gelen annenin Türkçe bilmemesi ve kendisine ezberletilen cümleleri sürekli tekrarlaması, gibi bir çok örnek karşımıza çıkıyor.
            Oyun ilerlediğinde ise; ölümün mahkumlar için arzu edilen ama ulaşılamayan bir noktada duruyor olması vahşetin ne boyutta yaşandığını görünürleştiriyor.
           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder