Disko
5 No'lu performansı; kurmaca bir metin olarak sahneye aktarılmış olsa da içerik
olarak Belgesel Tiyatro özellikleri
barındırıyor. Oyun, belgesel tiyatronun unsurlarından olan anlatıcı unsurunu
performans boyunca bir çok farklı oyun kişisi olarak kullanıyor. Oyun metni
oluşturulurken Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi ile ilgili yazılmış anı, araştırma,
belgesel ve tanıklıkları kullanıyor.
Veriler,
gerçeküstü bir kurguyla yeniden ele alınmış. Bir örümcek, bir sinek, bir fare,
bir köpek, bir gardiyan ve bir mahkum tek vücutta dile geliyorlar. Her karakter
gördüğü yerden aktarıyor. Aklın ve hayal gücünün sınırlarını zorlayan insanlık
dışı bir vahşeti anlatıyorlar. Oyunun niyeti bir vahşeti az da olsa gözler
önüne serebilmeyi ve bu vahşetle yüzleşebilmek için küçük bir kapı aralamayı
amaçlıyor.
Performans,
gerçeküstü bir yorumla sahneleniyor. Mahkumların neler yaşadığı, gardiyanların
nasıl işkence yaptıkları ve bundan kendilerine nasıl bir "çıkış"
üretiklerini, mahkumların hücrelerini paylaştıkları fareler, sinekler,
böceklerle bilinç dışının izini sürüyor.
Metîn
Çelik’in tasarladığı sahne, performansta rahatsız eden en büyük öğe. O küçücük
sahnenin tam ortasına gerdiği örümcek ağı, oyunun simgesel boyutuna çok büyük
bir katkı sağlıyor. Diğer taraftan sahnenin yüzeyini kaplayan su birikintileri
de anlatıma destek olan diğer unsurdur. Performansı dekora boğmak yerine
oyuncunun rahat hareket etmesine alan sağlayan bir tasarım yaratılıyor.
Sahne
karanlık ve görünen tek renk siyah. Sahnede gizemli bir sis gezinmeye başlıyor.
Arkada görünen, büyük halatlarla yapılmış dev bir örümcek ağı… Sahnenin ön sol
tarafında, tavandan yere kadar bir halat sarkıyor. Bu halatın yere yakın bir
kısmına düğüm atılmış. Sahnenin solunda ise bir ahşap beyaz sandalye ile bir
şarap şişesi duruyor. Sahnenin en arkasında, örümcek ağı görüntüsündeki
halatlarının gerisinde ise bir ekran asılı duvarda. Yerdeki siyah muşambanın üstünde ise su var.
Oyunda
kullanılan Örümcek, Gardiyan ve Köpek Joe oyun kişileri, cezaevi iktidarının
temsiliyeti olarak karşımıza çıkıyorlar. Yönetim ya da iktidar rejimi,
"vatanseverlik" ve "milliyetçilik" gibi kavramlar üzerinden
uygulanan işkenceyi meşrulaştırıyor. İşkenceci ya da İdareciler, eylemlerinin
“haklı” sebebi olarak sadece görevli olmalarını öne sürüyor. Sinek ve Mahkum
oyun kişileri ise, ezilenin temsiliyeti olarak karşımıza çıkıyor.
Oyun,
mahkumlara uygulanan psikolojik ve fiziksel şiddeti sekteye uğratarak veriyor.
Birden çok oyun kişinin tek bir vücutta anlatılması, dramatik anlatımın sürekli
sekteye uğratılmasına ve epik unsurlarında karşımıza çıkmasına olanak sağlıyor.
Oyun,
Diyarbakır Askeri Cezaevinde yaşanan psikolojik ve fiziksel şiddetin her
aşamasını görünürleştiriyor.
Gardiyan'ın,
mahkumlara Köpek Joe'yi tanıtırken, "Yeni Öğretmeniniz Joe. Komutanım
diyeceksiniz!" diyor
Mahkum’un
iniltileri arasında geçen sahnelerde Gardiyan’ın, işkence ederken eğlenmesine
ve kahkahalarına tanıklık ediyoruz.
Kürtçe
konuşmanın yasak olduğu cezaevinde, oğlunun görüşüne gelen annenin Türkçe
bilmemesi ve kendisine ezberletilen cümleleri sürekli tekrarlaması, gibi bir çok
örnek karşımıza çıkıyor.
Oyun
ilerlediğinde ise; ölümün mahkumlar için arzu edilen ama ulaşılamayan bir
noktada duruyor olması vahşetin ne boyutta yaşandığını görünürleştiriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder